Bu sene ilki düzenlenecek ve Türkiye’nin ilk dress codelu festivali olan Moda ve Müzik Festivali 13 Ekim Cumartesi günü Küçük Çiftlik Park’ta. Festivalin ilk yıl belirlediği tema ‘Vintage’…

Biz de festivale sayılı günler kalmışken, biraz ilham almak, biraz da vintage hakkında konuşmak adına; şehir hayatında ‘Vintage Tutkunu’ olarak adlandırdığımız 6 isimle çekim gerçekleştirdik. Eğer siz de kendinizi ‘Vintage Tutkunu olarak adlandırıyorsanız Moda ve Müzik Festivalini ajandanıza not edin ve en ‘Vintage Look’unuzla festivalde hem modanın hem de müziğin tadını çıkarın. Bu arada festival alanında bir çok vintage markanın en iyi seçkisi ürünleri de yakından inceleyip, satın alabilirsiniz….

Babamın giymediği kıyafetler arasında bulduğum, 80’ler sonu el yapımı deri ceket.

90’lar ve 70’ler arasında gidip geliyorum.

Vintage, vintage görünümlü ve ikinci el kavramlarını birbirinden ayırmak gerek aslında. Ben giydiğim vintage ürünlerin bir döneme ait olmasını ya da ardında bir hikayenin yatıyor olmasını önemsiyorum.

Bu ara bir çoğumuz gibi vintage Burberry trench coat istiyorum. Riccardo etkisi sanırım 🙂

Büyükannemin bir kazagi

70-80-90 bandi, günümüze de kolaylikla entegre olabildigi icin fazlasıyla ilham verici bence.

Kaldırabileceğim parçaları kullanmak

Chanel Backpack

En sevdiğim vintage parçam üzerimdeki deri ceket çünkü çocukluk arkadaşımın Retrolog isimli markasını kurduğundaki ilk aldığı üründü ve sonra benim oldu.

En sevdiğim  dönem  90lar çünkü çok rockla bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir dönem. Deri ceketler, deri montlar, deri botlar beni hep cezbettiği için, 90lara olan ilgim apayrı.

Bu yüzden de kendime en yakın hissettiğim dönem. Yüksek beller, mom jeanler o dönem için en  heyecanlı moda  parçaları bence. Ve ‘siyah’ en tercih edilen renklerden. Ben de içimdeki bu rock ruhu 90larla özdeşleştiriyorum.

Vintage giyerkenkerken dikkat ettiğim şey total lookum içinde tek bir vintage parça kullanmak. Tüm parçaları vintage seçince sanki bir dönem filmi ya da dizinden fırlamış gibi durma endişesi yaşıyorum. Bu yüzden tek bir vintage parçayı güncel şeylerle kombinlemek daha çok benim tarzım.

Henüz sahip olmadığım vintage parça uzun kovboy çizmesi. Bu sezon bitmeden de wishlistimde alınması gerekenlerin başında.

En sevdiğim vintage parçam annemin nubuk kabanı.

70leri cok beğeniyorum.

Kostüm gibi durmaması ve modern parçalarla iyi kombinlenmesi.

Kaybolan 40lardan kalmis gözlüğümü geri istiyorum:)

Karar vermek çok zor ama son zamanlarda her giydiğimi tamamlayan ve vazgeçilmezim haline gelen, 1970’lerden krem renkli boncuk çanta.

Dior New Look zamanları, 1940’lar ve 50’ler. O dönemda Paris’te yaşayıp tüm güzel ceketlerin hakkını verebilirdim.

O gün giyeceğim görünümdeki tüm parçaların vintage olmamasına çok dikkat ediyorum. Aksi halde ortalık biraz karışabilir. Vintage olan parçayı öne çıkaracak şekilde sade bir görünüm yaratmaya çalışıyorum genelde. Bir parçanın vintage olması yeterli bence bir kombinde. Aksesuarları bu konunun dışında tutuyorum. Diğer önemli konu ise, vintage ve çok beğendim diye tarzıma uymayan bir parçayı almamaya dikkat ediyorum. Giydiğim vintage parçalar kesinlikle benim stilimi yansıtmalı.

Hep çok istediğim siyah bir vintage Chanel ceket. Fakat şu sıralar pop renklerde bir vintage Escada ceket de beni mutlu etmeye yetebilir.

En sevdiğim vintage parçam uzun siyah deri ceketim.

En sevdiğim dönem 80ler. Modayı etkileyen müziğiyle benim için altın zamanlar.

Açıkcası birşeye dikkat etmiyorum aynanın karşısında kombinleyip güzel göründüğümü düşündüğüm de çıkıyorum.

Carrie Bradshaw’ın ilk 3 sezon giydiği bütün parçalar diyebilirim. 🙂