Zarif ve Etkileyici: Büşra Develi

 

 

Creative Direction & Styling: İlkyaz Özel & Mustafa Oral // Fotoğraf: Erdi Doğan // Yazı: Simay Yılmaz // Makyaj: Ali Rıza Özdemir // Saç: İbrahim Zengin // Mekan: Pera Palace Hotel

 

Zarif güzelliği ile dikkatleri her daim çekmeyi başaran Büşra Develi bu ay kapağımızda. Arada filminden sonra kendine biraz zaman ayıran ve şimdilerde meraklandığımız yeni projeleri için çalışmaya başlayan Büşra Develi yeni yıldaki planlarını, oyunculuğun en sevdiği tarafını, aşkın hayatında oynadığı rolü ve çok daha fazlasını anlattı.

Zaman zaman yeni romantik duruşuyla, bazen de maskülen bir tavır ile karşımıza çıkan Büşra’yı Studio’11 yorumuyla bir araya getirdik.

 

Şu sıralar hayatının nasıl bir dönemindesin? Hem iş hem de aşk anlamında değişen bir Büşra ile karşılaşacak mıyız?

Hepimiz sürekli bir değişim ve dönüşüm içindeyiz aynı kalmak mümkün değil, buna da direnmemek gerektiğini düşünüyorum.

 

Gelecekle ilgili senin için önemli bir adım olduğunu düşündüğün planların var mı?

Yazın ortalarında Londra’ya gidip bir süre orada yaşamayı planlıyorum, şu ara en çok üzerinde durduğum konu bu.

 

 

2019 yılında planlanan yeni projelerin var mı? Bize biraz ipucu versen?

Evet var henüz metne karar verememiş olsam da bu sene tiyatro yapacağım. Ayrıca iki tane sinema filmim olacak biri Erden Kıral’ın filmi biri de Cem Yılmaz’ın kara komik serisinden.

 

Oyunculuğun sana kattığı en önemli özellik ne oldu?

Sanırım oyunculuğun en sevdiğim tarafı benim yaşama olanağımın olmadığı hayatlarla da ilişki kurabilmemi sağlaması… Bir de bir karakteri çalışırken insan kendinde de çok şey keşfediyor ve bu keşfin hiçbir sınırı yok çünkü temelinde insan var ve bu malzeme sınırsız.

 

 

 

 

Rol model olarak verebileceğin bir motto ya da sana çok yararlı olan bir düşünce biçimi söyleyebilir misin?

“Kendini tanı” olurdu çünkü kendimizden yola çıkarak algılıyoruz dünyayı, o yüzden bu enstrumanı iyi tanımak gerektiğini düşünüyorum insan kendi aklına yatırım yapmalı, günün sonunda baş başa kalacağımız şey o çünkü…

 

Peki ya aşk desek sana, neler söyleyebilirsin?

Ben aşkı son derece hormonal bişey olarak görüyorum. İki insanın ilişki denen organizmaya kendini atabilmesi, çocuk yapabilmesi, aile kurabilmesi vs için yani seni sahaya atabilmesi için başlangıçta vücudunun salgıladığı bir takım hormonlar bütünü (çünkü kabul edelim çok kolay bir şey değil. :)) tabii bu benim bulduğum bir şey de değil, araştırmalar bunu söylüyor. Ama aşk dönüştüğü zaman sevgiye, işte o zaman tüm bu saydıkların ortaya çıkıyor.

 

 

Aşk senin hayatında nasıl bir rol oynar? Öğretici midir, fedakarlık mı ister, tutku mudur yoksa sadece mutluluk mu?

Tabii ki tutkunun, çekimin çok önemli bir yeri var ama işi sürdürmek kısmında yeterli olmuyor oyuna bir çok kavram dahil oluyor. Bence bunlardan en önemlisi saygı, özveri ve iyi arkadaş olabilmek.

 

Aşık olunca nasıl bir kadına dönüşüyorsun?

Aklı beş karış havada!

 

 

2019 ile ilgili en büyük beklentin nedir?

Beklentisiz olmak.

 

 

Kısa Kısa

Bir içki olsan?

Viski.

Bir ayakkabı olsan?

Postal.

Bir şarkı olsan?

Sözsüz bi şarkı.

Bir şehir olsan?

İstanbul.

 

 

Bir dönem olsan?

60’lar.

Bir film olsan?

The Fall.

Bir aroma olsan?

Kahve.

Bir sanat eseri olsan?

Klimt Kiss.